15 Ekim 2013 Salı
Adam Otu (Mandragora)
Adam bitkisi, mavi ya da mor renge sahip çiçekler açan, patlıcangiller familyasında yer alan bitki çeşitidir. Kazık köklü ile rozet yapraklı, çok senelik otsu bitki çeşitidir. Abdüsselamotu, adem bitkisi ile insan bitkisi olarak da isimlendirilir. Türkiye’de, Akdeniz ülkelerinde, Ege ile Güney Anadolu’da, ekili olmayan tarlalarda, kayaların diplerinde rastlanabilir. Adam bitkisi nitelikleri içinde en önemlisi ağır uyuşturucu niteliğinin olmasıdır.
Adam bitkisi otunun kökleri insan şekline benzediği amacıyla bu adı almıştır. Adam bitkisinin kökleri içinde hiyosiyaminlerle skopolamin alkaloitleri yer alır. İçinde bunlar bulunduğu için zehirli bir bitki türüdür. Seksüel gücü arttırmada, ağrı kesmede, yatıştırmada görev yapar. Adam bitkisi gelişigüzel kullanılmakta olduğu vakit zarar verici olabilir.
Adam otu faydaları
• Vücuda güç verir : Bu otu ezerek bal ile tatlandırıp macun şekline getirilir ve 1 kaşık kadar alınır. Alındığı vakit bünyeye kuvvet gelecektir.
• Bağ ağrısını dindirir,
• İdrar yanmasını engeller,
• Cinsel gücü arttırmaya yarar.
• Halsizliği giderir.
• Spazmları çözmeyi sağlar.
• Strese karşı sakinleştirme görevi yapar.
• Egzema rahatsızlığına karşı iyidir.
Adam otu zehirli olmasından ötürü bu bitkiden faydalanırken dikkatli olmak gerekmektedir. Bilinçsizce kullanılmakta olduğu vakit ishal yapar hemde mide bulantılarına da sebep olur. Adam bitkisi otu yüzünden zehirlenirseniz, sizde şu semptomların görülme olasılığı çokdur.
• Ağız kuruluğu en üst düzeye çıkar,
• Uyku bastırır,
• Nefes almada zorluk,
• Ellerde ile yüzde kızarıklıklar oluşur,
• Halüsinasyon görülebilir,
Bu otun kökleri sonbahar mevsiminde toprağın kazılıp çıkarılmasıyla elde edilir, köklerinin güneş altında kurutulmasından sonra, bu otun kökleri öğütülerek toz şekline getirilir. Bu otun köklerinden elde edilen tozu, su içerisine karıştırarak tüketilebilir. Diş ağrısından, rahim ve mafsal ağrılarından ötürü bu rahatsızlıklara karşı bitkisel tedavi görmek amacıyla şifalı bitkiler içinde yer alan adam otu kullanılmaktadır. Kullanmadan evvel bir uzmana danışılmalı hemde dozu çok kaçırılmamaya dikkat edilmelidir.
10 Ekim 2013 Perşembe
Anason (Pimpinella Anisum)
Maydanozgiller familyasının bir mensubu olan anason,
bol dallı otsu bir bitki türüdür. Normal şartlarda ömrü bir sene civarındadır.
Yaklaşık uzunlığu elli santimetre dolaylarında seyreder. Doğu Akdeniz
sahillerinde elverişli bir ortam bulabilmesine karşın Anadolu’nun hemen hemen
her yerinde yetiştirilebilmektedir. Ama anason doğal ortamda kendi kendine
yetişmiş durumda pek nadir olarak bulunabilecek bir bitki türüdür. Türkiye’de
sıkça üretimi yapılmaktadır. Farklı yörelerde raziyane, nanahan benzeri adlarla
anıldığı da olur fakat en sık rastlanılan tüketim anason yönündedir.
Anason
otu, şemsiyecikler şeklinde toplanan beyaz çiçekler açar. Armuda akla
getiren Ufak meyveleri de vardır. Genel Olarak yaz sonuna doğru hasadı
gerçekleştirilir. Anasonun yararları, bitkisel tedavi bakımından
çok değerlidir. Fakat bu yararlardan istifade edebilmek amacıyla, pek çok
şifalı bitkinin tersine anason, daha özel şartlarda muhafaza edilmelidir.
Kullanılacak olan en değerli bölümü tohumlarıdır. Bunlar ezilmeden, rutubetten
ve güneş ışığından uzak bir ortamda saklanmalıdır. Ezilmesi durumunda
niteliklerini kısa zamanda kaybederler. Kap ömürleri de en çok bir sene
olabilir. Rastlandığı gibi, gerek saklanması gerek de elde edilmesi zor bir
türdür. Fakat bununla doğru orantılı olarak yararları da 1 hayli çokdur.
Anasonun yararlarına örnek olarak ;
• İştah açıcı etkisi,
• Gerginliği ve stresi alan yatıştırıcı etkisi,
• Kan dolaşımının artmasını destek oluşu,
• Adet düzensizliği, adet azlığı, adet sancısı benzeri
rahatsızlıklara karşı tesiri,
• Anne sütünü artırıcı olması,
• Öksürük krizlerinde rahatlatıcı etmeni,
• Uykusuzluğa sunduğu çözümler,
• Mideyi güçlendirerek kusmaları giderici olması
verilebilecektir.
Anasonun
yararları, üst tarafta anlattığımız yöntem sonrasında saklanan tohumlardan
elde edilecek anason çayı ile tesirlerini gösterebilmektedir. Bu yöntem,
pek çok şifalı bitkide olduğunun tersine fark edileceği üzere daha zahmetlidir.
Bunun yerine, bir miktar anason kurutulmak vasıtasıyla de bir çaya katık
yapılabilir. Bu biçimde de bir takım etkilerinden yararlanmak muhtemeldir ama
tohumlardan elde edilecek çay denli tesirli olmayacaktır.
Tüm
bunların yanı sıra belirtilmesi gerekli olan değerli bir nokta ise ; anason her
ne kadar adet dönemlerini düzene sokmaya yararlı olsa da, adet çağlarında
kullanılmaya elverişli değildir. Bu konuya dikkat edilmesi gerekmektedir.
7 Ekim 2013 Pazartesi
Ahlat (Pyrus Elaegrifolia)
Ahlat , gülgillerden doğal ortamda kendi kendine
yetişebilen yabani armuttur. Toplum içinde yaban armudu yahut çakal armudu
olarak da bilinmekte olan bu bitki çeşiti, her iklim koşullarında
yetiştirilmektedir. Genellikle kurak, ormanın içinde ya da bozkırlarda geniş
olarak yetişmektedir. Yetiştikleri yerin havasına bağlı olarak dokuz metreye
dek uzayabilirken genellikle kısaca bir ağaçtır. Ahlat ağacı yaprak
kısmı tüylü ve dardır. Yaprak rengi ise gridir. Kışın sonlarına doğru çiçek
açarken yaz aylarında meyveleri yenilebilecek derecede olgunlaşmaktadır.
Ahlat
ağacı, dikenlidir hemde meyveleri kabız yapar. Bunun dışında filizleri
zehirli haşere sokmalarında yararlıdır. Ayrı Olarak ağaca armut
aşılanabilmektedir.
Ahlat
içeriğinde, C vitamini, B1 vitamini, karoten, pektin ile asitler bulunmaktadır.
Ahlatın yararları
• Vücutta alkolitleri düzenler,
• Sinirleri yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır,
• İdrar sökücüdür,
• İdrar yollarını arıtır,
• İshali keser,
• Zehirli haşarat ile hayvan sokmalarında zehrin işlevini
kaybetmesini sağlar,
• Kalp fonksiyonlarını kuvvetlendirir.
Ahlat
yaprak kısmı kaynatılır ve elde edilen su içilir. Bu su yapraklarında olan pek
çok aktif madde yardımıyla idrar yolları enfeksiyonu ile hastalıklarını
gidermektedir. Bunun dışında ishali gidermek gayesiyle yaban armudu yani ahlat
sıcak suda ilk olarak haşlanır ve elde edilen su içilir. Zehirli haşere
sokmalarında filizler ezilir ve ısırılan alana konur ve bağlanır. Ahlat meyvesi
yoğurtla karıştırılarak yendiği durumda kalbe faydalı gelir.
Bitkisel
tedavi amacıyla ahlat kullanımına dikkat edilmelidir. Çok fazla yendiğinde
kabızlık yapabilmektedir. Bunun Dışında aç karnına yendiğinde şahısa hastalık
verebilir.
Şifalı
bitkiler arasındaki ahlat yemişi ayrıca ağacına armut aşılandığı durumda
armut meyvesi de elde edilebilen bir ağaç çeşitidir. Bunun yanı sıra ahlat taze
ya da kurutulmuş bir biçimde tüketilebilir. Ahlat meyvesi beyaz ile siyah renge
sahip olabilir.
Ahlat
ağacı her ülkede ve coğrafi bölgede yetişmesi mümkün olan bir ağaç
çeşitidir. Ahlat ağacı yalnızca yemişleri ile değil aynı sürede Yaprak kısmı
ile de yararlıdır. Yaprak kısmı filizleriyle beraber dövüldüğünde zehirli
haşere sokmalarında fayladır. Bunun yanı sıra yapraklarından elde edilen çay
idrar yollarını ve böbreklerin temizlenmesini sağlamaktadır.
3 Ekim 2013 Perşembe
Ahududu (Rubus Idaeus)
Ahududu , botanik ailesi olarak gülgillere mensuptur . Adının kökünde ahu ile dut kelimeleri birleşmiştir. Bu nedenden ; bir bakıma “ceylan dutu” olarak da nitelendirilebilir. Başta orman ya da yol kıyılarında rahatça yetiştiğine rastlanabilmektedir. Çalılık görünümünde bulunan ahududu, dikenlerle çevrili bir yapıya sahiptir. Uzun hemde dikenlerle çevrili dalları içinde meyvelerini yetiştirir. Yaz ile sohbahar aylarında, kırmızı olarak görünen bu meyvelerin, olgunlaştıkça siyaha dönen çeşitleri de vardır. Çok lezzetli olan ahududu, Büyümeden yendiğinde ekşi bir lezzete sahip olur.
Ahududu, pek çok civarda farklı adlarla de tanınmaktadır. Bunların Arasından ağaç çileği ile frambuaz en fazla kullanılanlarıdır. Mesela frambuazlı pasta lafzındaki frambuaz kelimesi ahududuyu kastetmektedir. Bunun yanı sıra pek çok lezzetli besin maddesi üretiminde de yine ahududu sıkça kullanılır.
Anadolu’nun hemen hemen her yerinde tabi ortamda yetişmiş olarak karşılaşılabilen ahududunun üreticiliğinin yapıldığı da görülmektedir. Salt ticaret amacıyla yeştirilebilen ahududunun, taze ürün olarak satılmasının yanı sıra, hammadde olarak da değeri vardır.
Ahududu, meyve olarak yenmesinin yanı sıra çok türlü mamulleri yapılabilen bir bitki türüdür. Bu duruma ; ahududu reçeli, şurubu, likörü benzeri örnekler verilebilir. Ahududu Yaprak kısmı da bir çeşit meyve çayı üretiminde kullanılabilmektedir. Bunun Dışında meyveli yoğurtlarda, türlü salatalarda, dondurmalarda kullanılmakta olduğu da olur. Hepsinden farklı olarak ; ahududu şifalı bitkiler içinde da sıklıkla ismi geçen bir meyvedir. Bu etkisi, bitkisel tedavi yöntemlerinde de ahudududan faydalanılabilmesine olanak sağlamıştır. Ahududunun yararları noktasında sayılabilecek pek çok şey bulunur. Bunlardan bir kısmı ;
• Kanı temizlemek yoluyla bedenden toksin atımını basitleştirir,
• Verem rahatsızlığının iyileşme süresine destek olur,
• Pek çok Rejime, yağ yakan özelliğiyle başarılı fayda sağlar,
• Anemi şikâyeti bulunanlar amacıyla çok yararlı bir besindir,
• Romatizmalı hastalıklara şifa kaynağıdır,
• Ateşli rahatsızlıklarda, ateşin düşmesine destek olmaktadır,
• Diş eti iltihaplanmasına karşı etkin rol oynar,
• Bademciklerin şişmesi anında uygun gelir,
• Kabızlık sorunu yaşayanlara çözüm olur şeklinde sıralanabilecektir.
Ancak dikkat çekici bir nokta olarak ; mide ülseri bulunanların ahudududan uzak durmaları tavsiye edilmektedir. Bu konunun ciddiye alınması, sıhhat bakımından önem teşkil eder.
30 Eylül 2013 Pazartesi
Alıç (Crataegus Monogyna)
Pek çok şifalı bitkinin tersine, alıç bir ağaçta yetişebilmektedir. Alıç ağacı beş metrenin üstünde uzunluğa rahatlıkta erişen, hatta yetişmesine olanak bulduğu ortamlarda on metreyi bile geçebilen bir yapıya sahiptir. Alıç ağacının gelinliği beyaz ile pembe çiçeklerle bezeli, eğer bir nedenden dolayı zarar görmezse resmen görsel şölen halini alan bir doğa harikasıdır. Alıç bu gelinliğini, kırmızı ile sarıya yakın tonlarda değişen meyvelerini yetiştirmek amacıyla çıkarır. En büyüğü başparmağımızın üst boğumu kadar olan bu meyveler çok küçük çaplı olmak kaydıyla muşmulalara benzer. Gayet ekşi bir lezzete sahip olan bu meyveler, tabi ortamdaki pek çok canlı bakımından başlıca gıda kaynakları içinde yer alır.
Ekşi muşmula, yemişen gibi değişik adlarla de tanınan alıç, Anadolu’nun pek çok yerinde yetiştirilmektedir. Fakat başlıca olgunlaşma alanları, sulak olmayan araziler, başta step iklimleridir. Ağacı da türlü nedenlerden dolayı dikenli bir yapıdadır.
Alıç, bitkisel tedavi amacıyla meyvesi, yaprağı ile çiçeği kullanılabilen bir bitki türüdür. Başta alıç meyvesi, alıç çayı elde etmek amacıyla kullanılır. Bu çay, alıç yaprağı ile çiçeği terkibiyle da elde edilebilmektedir. Yarar düzeyi hususunda bir değişim yaratmaz. Alıç çayının balla karıştırılarak içimi ise fazlaca sağlıklıdır. Alıç yararları hususunda bir kaç şey söylenmesi icap ederse, bunlardan bir kısmı şu şekilde olacaktır ;
- Kalbe giden damarların genişlemesine destek olur,
- Sinir sistemini destekleyici etkisi bulunur,
- Uykusuzluk problemi yaşayanlara destek olur,
- İdrar atımını basitleştirir,
- Mide kasılmalarına karşı iyi gelir,
- Kalp krizi riskinin en alt seviyede tutulmasını sağlar,
- Dışarıdan tüketimi şişkinliklerin tedavisine yararlıdır,
- Kabız yapıcı etkisi sayesinde ishali kesmeye yarar,
- Unutkanlık sorunu yaşayanlar amacıyla hafıza güçlendirici tesiri bulunur.
Alıç çayının yanı sıra, alıç sirkesi de bütün bu sayılanlardan yararlanmak amacıyla olabildiğince tesirli bir mamuldür. Susuz olarak direk içilmesi vasıtasıyla dâhili biçimde kullanılan alıç sirkesi, başta kalp damarlarının genişletilmesi yoluyla kalbe daha fazla kan gitmesini sağlamak amacıyla kullanılır. Bu etkisi sayesinde kalbe bol ölçüde oksijen pompalanmasına olanak sunan alıç sirkesi, kalp krizi tehlikesini azaltmada da hayli etkili olmaktadır.
27 Eylül 2013 Cuma
Abdestbozan Otu (Pimpinella saxisfrage)
Abdestbozan bitkisi özellikleri hususunda malumat verecek
olursak ; Gülgiller ailesine ait bir bitki çeşiti olup kendisinden siyah ile
yeşil boya çıkarılabilmektedir. Uzunluğu tahmini olarak altmış ile yetmiş cm
arasında bir büyüklüğe sahiptir. Bu otun şifası esasında kökündedir. Lakin
bilindiği üzere kök bölümü bir hayli acıdır.
Abdestbozan bitkisi yetişebilmek
amacıyla kendine özel bir bakım ya da yer isteyen, lüks bir bitki değildir.
Tersine Abdestbozan otu çayırlık ile çimenlik bölgelerde, nemli ortamlarda,
yol kıyılarında rahatlıkla bizim karşımıza çıkabilecek hemde kendi kendine bir
özen istemeden yetişebilen değişik bir bitki çeşitidir. Bitkisel tedavi
kaynağını doğadan alır. Doğal ortamda onun için her türlü soruna çare
olabilecek birbirlerinden hayırlı ve faydalı otlar vardır. Şifalı bitkiler
Allah aracılığıyla biz insanlara resmen armağan edilmiş nimetlerdir. Günümüzde
bir baş ağrısı için içi kimyasallarla dolu olan bir ilaç kullanmaktan ise,
ağrıyı yok edici hemde ferahlatıcı tesiri bulunan bir bitki çeşidi çayı içmek
fazla daha yararlı olacaktır.
Abdestbozan bitkisi kullanılmakta olan ilaçların
pek çoğunda ham madde olarak da tercih edilmektedir. Tıp profesörleri bu
bitkinin bilinçli hemde kontrollü bir biçimde ham halinin de tüketilmesini tavsiye
etmektedir.
Abdestbozan bitkisi yararları
• El, burun ile farklı uzuvlarda
meydana gelen kan akışını durdurur.
• Soğuk havalarda bademcik de meydana gelen
şişlikleri indirir.
• Vücutta dinlendirici hemde ferahlatıcı bir tesir
yaratarak insanın yumuşamasına destek olur.
• Mide asidini dengeleyerek kontrol
altına alır hemde yanmayı engeller.
• Bağırsakta ve idrar yolunda meydana gelen
enfeksiyonların önüne geçer. Bu yerlerde meydana gelebilecek rahatsızlıkları
önler.
• Bağırsak gazlarının gidererek insanın ferahlamasına destek olur.
•
Topuklarda çıkan çıban ile nasırların oluşmasını engeller.
Abdestbozan bitkisi
faydalı bir bitki türü olabilir ; fakat bu otun şifasından faydalanabilmek
amacıyla ilk olarak nasıl tüketilmesi gerektiğini bilmemiz gerekmektedir. Bu
otu sizler kesinlikle bilen bir kişiye danışarak kullanmalı ya da satın
aldığınız aktar şahısa sormalısınız. Size dozu ve nasıl tüketilmesi gerektiği
hususunda daha detaylı bilgi verecektir.
Özetle bahsetmemiz gerekir ise
kökünden yapacağınız çayı yaklaşık olarak birer saat ara ile bir kaşık olmak
üzere, toplamında on iki kaşık olarak içerek tüketebilir hemde bu bitkilerin
özelliklerinden yararlanabilirsiniz.
24 Eylül 2013 Salı
Adaçayı (Salvia)
Adaçayı ,
ballıbabagiller familyasından gelir. Bazı bölgelerde dişotu, meryemiye gibi
isimlerine de rastlanır. Genellikle otsu olmakla beraber, odunsu çeşitleri de
bulunmaktadır. Otun uzunlığu genel olarak elli santimetre dolaylarında olmakla
birlikte, mavi, ak, yeşil ve mor tonlarındaki çiçekleri yaz aylarında
açmaktadır. Ilıman iklimi seven adaçayı, elverişli sindirimi boy ortalamasının
üstüne çıkarak 80 90 santimetre seviyelerine erişebilir, hatta minyatür ağaçsı
olarak nitelendirilebilecek ebatlara bile ulaşabilir.
Adaçayı, birçok çeşide
sahiptir. Anadolu genelinde seksene yakın çeşitten söz edilir ki bu istatistik,
Anadolu’nun şifalı bitkiler kültüründe değerli bir rol oynamasında büyük
faktördür. Türlerinden en çok bilinmekte olan içinde Fransız Çayı ve Yunanistan
Çayı ismi verilmiş olanlar yer alır. Bu ikisinin genel olarak yeşilden yoksun,
yalnızca beyaz, mavi ve mor tonlarda çiçekleri olur. Anadolu’da üreticiliği de
yapılan adaçayı, başta Akdeniz Bölgesi’nde doğal ortamda kendi kendine yetişmiş
durumda sıklıkla görülebilir. Doğal tedavi kaynakları içinde sık görülen
adaçayı, bu niteliğinin yanı sıra görselliğiyle de dikkat çeken bir bitki
türüdür. Bahçe bezemelerinde göze güzel gelmesinin yanı sıra vazoya elverişli
yapısıyla da süsleme hususunda tercih sebebidir. Türlü adaçayı özellikleri bu
biçimde olmakla birlikte, otun çok sayıda yararı da bulunmaktadır. Adaçayı
yararları açısından fazla fazla sıhhat problemine şifa kaynağıdır. Bunun
naturel sonucunda olarak pek çok aktarın vazgeçilmez mamulleri içinde yer alır.
Adaçayının Yararları
• Boğaz ve bademcik iltihaplanmalarına karşı tesiri,
•
Midedeki hazımsızlık probleminin giderilmesine katkısı,
• Diş minelerini
kuvvetlendirmesi ve dişleri beyazlatması,
• Hafıza problemlerinin yok
edilmesinde yardımcı oluşu,
• Kanı temizleyerek bedenden toksinlerin atılmasına
tesiri,
• Grip esnasında meydana gelen kas ağrılarını hafifletişi,
• Taş
düşürme dönemlerinde böbrekleri destekleyici tesiri,
• Kalp krizi riskinin
azaltılmasında başarılı etkisi,
• Düzensiz uyku probleminin giderilmesine
destek oluşunu ilk akla gelenler olarak sayabiliriz.
Bütün bunların yanı sıra,
adaçayı yağı da gayet tesirli bir ilaçtır. Özellikle bebeklerin gaz
problemlerine, bayanların adet dönemlerinin düzene girmesine ve hormon
düzensizliklerinin iyileşmesinde yararlı olduğu sıkça görülmektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)