3 Ekim 2013 Perşembe
Ahududu (Rubus Idaeus)
Ahududu , botanik ailesi olarak gülgillere mensuptur . Adının kökünde ahu ile dut kelimeleri birleşmiştir. Bu nedenden ; bir bakıma “ceylan dutu” olarak da nitelendirilebilir. Başta orman ya da yol kıyılarında rahatça yetiştiğine rastlanabilmektedir. Çalılık görünümünde bulunan ahududu, dikenlerle çevrili bir yapıya sahiptir. Uzun hemde dikenlerle çevrili dalları içinde meyvelerini yetiştirir. Yaz ile sohbahar aylarında, kırmızı olarak görünen bu meyvelerin, olgunlaştıkça siyaha dönen çeşitleri de vardır. Çok lezzetli olan ahududu, Büyümeden yendiğinde ekşi bir lezzete sahip olur.
Ahududu, pek çok civarda farklı adlarla de tanınmaktadır. Bunların Arasından ağaç çileği ile frambuaz en fazla kullanılanlarıdır. Mesela frambuazlı pasta lafzındaki frambuaz kelimesi ahududuyu kastetmektedir. Bunun yanı sıra pek çok lezzetli besin maddesi üretiminde de yine ahududu sıkça kullanılır.
Anadolu’nun hemen hemen her yerinde tabi ortamda yetişmiş olarak karşılaşılabilen ahududunun üreticiliğinin yapıldığı da görülmektedir. Salt ticaret amacıyla yeştirilebilen ahududunun, taze ürün olarak satılmasının yanı sıra, hammadde olarak da değeri vardır.
Ahududu, meyve olarak yenmesinin yanı sıra çok türlü mamulleri yapılabilen bir bitki türüdür. Bu duruma ; ahududu reçeli, şurubu, likörü benzeri örnekler verilebilir. Ahududu Yaprak kısmı da bir çeşit meyve çayı üretiminde kullanılabilmektedir. Bunun Dışında meyveli yoğurtlarda, türlü salatalarda, dondurmalarda kullanılmakta olduğu da olur. Hepsinden farklı olarak ; ahududu şifalı bitkiler içinde da sıklıkla ismi geçen bir meyvedir. Bu etkisi, bitkisel tedavi yöntemlerinde de ahudududan faydalanılabilmesine olanak sağlamıştır. Ahududunun yararları noktasında sayılabilecek pek çok şey bulunur. Bunlardan bir kısmı ;
• Kanı temizlemek yoluyla bedenden toksin atımını basitleştirir,
• Verem rahatsızlığının iyileşme süresine destek olur,
• Pek çok Rejime, yağ yakan özelliğiyle başarılı fayda sağlar,
• Anemi şikâyeti bulunanlar amacıyla çok yararlı bir besindir,
• Romatizmalı hastalıklara şifa kaynağıdır,
• Ateşli rahatsızlıklarda, ateşin düşmesine destek olmaktadır,
• Diş eti iltihaplanmasına karşı etkin rol oynar,
• Bademciklerin şişmesi anında uygun gelir,
• Kabızlık sorunu yaşayanlara çözüm olur şeklinde sıralanabilecektir.
Ancak dikkat çekici bir nokta olarak ; mide ülseri bulunanların ahudududan uzak durmaları tavsiye edilmektedir. Bu konunun ciddiye alınması, sıhhat bakımından önem teşkil eder.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder