Sayfalar

şifalı bitkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şifalı bitkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2014 Perşembe

Aynısafa (Calendula officinalis)


Uzunca gövdesinin tepe bölgesinde açan büyük çiçeğiyle süsleme zanatının vazgeçilmezlerinden olan aynısafa, göz alan görünümüyle çiçekçilerin de en fazla tercih ettiği otlar içinde konum alır. Aynısafa adı yanı sıra, altıncık, ölü çiçeği benzeri isimlerle bilindiği de olur. Tepe Bölgesinde açan biricik çiçeği, sarı ile turuncu renkler içinde çeşitli pek çok tonda görülebilmektedir. Gövde uzunluğu tahmini olarak kırk - elli santimetre civarlarında izler. Çiçekleri, Bazı türlerde düz bir yapıya sahipken, kimi cinslerinde tabakalı bir durumda görülebilmektedir. Fakat renk birleşimi değişmez, sarı turuncu tonlamalarında kalır.

Aynısafa, çok eski zamanlardan beri insanlarca kullanılagelmektedir. Fakat tüketim alanı farklı şifalı bitkiler ile karşılaştırıldığında olabildiğince enteresandır. Çünkü eski zamanlarda aynısafa yararları ya da bitkisel tedavi noktasındaki katkılarıyla değil, yağmur habercisi olmasıyla nam salmış bir bitki türü idi. Gündüzleri saat sekize dek eğer çiçeklerini hala açmamışsa, bu hal günün yağmurlu geçeceğine bir işaret olmaktadır.

Böylesine özel bir çiçek olan aynısafa, günümüzde başlıca yapısındaki maddelerin de keşfedilmesiyle tam olarak bir şifa kaynağı olarak kaynakta yer almaya başlamıştır. Bunun tabi sonucunda olarak, bitkisel tedavi kısmında da dikkatleri üstüne çekmesi çok uzun sürmemiştir. Aynısafa pek çok yerde etkisi olan bir bitki türüdür. Bu nedenle bir doğal tedavi enstrümanı olarak olabildiğince değerlidir. Aynısafanın kişi sağlığına olan katkılarından bazılarını sıralamamız icap ederse şunları söylemek yanlış olmayacaktır ;
·         Yüksek kan basıncı rahatsızlıklarında, tansiyonu azaltıcı rol oynar,
·         Kadınlarda adet kanamalarının sıklaşmasını sağlar,
·         İltihaplanmalara karşı fazlaca etkin rol oynar,
·         Cilt üstünde meydana gelen bir çok mantarın tahliye edilmesini basitleştirir,
·         Bedenin zinde kalmasını sağlar, 
·         İştah problemi çekenler nedeniyle tesirli bir iştah açıcıdır,
·         Önemli bir anti - kanserojen taşıyıcısıdır,
·         Egzama cinsi hastalıkların tedavi edilmesinde destek olur,
·         Diş eti problemlerinde ferahlatıcı tesiri bulunmaktadır,
·         Sarılık rahatsızlığının tedavisine katkıda bulunmaktadır.


Bunların çok büyük bir bölümü, aynısafa çayı kullanılması vasıtasıyla dahili olarak yararlanılabilecek etkilerdir. Aynısafa, çiçeği, yaprağı ile gövdesi farklı farklı kullanımı yapılabilen sezonluk bir şifalı bitki türüdür. Sonbahar ortalarına dek toplanması gerekmektedir. Bunun Dışında hasadı yapılırken günün en sıcak vakitleri seçilirse, bitkiden elde edilecek olan yarar hat safhaya ulaşır.

31 Aralık 2013 Salı

Ayı Üzümü



Ayı üzümü , uzunluğu 25 ile 30 santimetreye kadar uzayabilen, kış süresince yapraklarını dökmeden daimi olarak yeşil kalabilen böylece yapraklarının görünümü kürek ya da da yumurtanın tersi görünümünde bulunan bir çalı otudur.

Ayı üzümü yararları

• İdrar attırır.
• Mikrop öldürme etkisi yardımıyla, idrarda ki bakterileri yok eder.
• Kanı arıtır.
• Alt ıslatmaya karşı şifadır.
• İdrar yaparken veya idrar yolu enfeksiyonlarını önlemeye yaramaktadır.


Ayı üzümünün Yaprak kısmı, kırmızı renklidir, altı çekirdekten oluşur, Haziran ile Temmuz ayları süresince da çiçek açmaya başlamaktadır. Avrupa’nın her bölgesinde yer almıştır. Türkiye’de ise alanı taşlık bulunan alanlarda, iğne yapraklı ağaçlarda meydana gelen ormanlık alanlarda yetişebilmektedir. Başta Türkiye’nin Kuzey Anadolu Bölgesi’nde ki Kaçkar dağlarında yetişebilmektedir. Eş bir cinsi ise Trabzon ile Sapanca dağlarında vardır. Ayı üzümünün yapraklarının kurutulmasıyla da ayı üzümü çayı elde edilir. On dokuzuncu yüzyıl süresince, Avrupa’da ki bütün eczacılık kitaplarında ayı üzümü, şifalı bitkiler içinde yerini almıştır. Ayı üzümün Haziran ile Temmuz aylarında toplanan Yaprak kısmı, havanın güneşli hemde kuru olduğu sürede, yapraklarının körpe ucu kesilerek, Rize çayı benzeri kurutulma işlemi yapılır. Ayı üzümünün kurutulan Yaprak kısmı, ışık ve rutubetten uzak, kapalı bölgelerde muhafaza edilir. İstenirse de yapraklarının kurutulmasıyla çay yapılarak, tüketilebilir. Ayı üzümü içinde, eter yağları, arbutin, metilarbutin, hidrokinon ile fla - vanoid benzeri maddeler bulunmaktadır. Bu üzüm, idrar yolları yanmasına karşı, antibakteriyel olarak ve idrar yolları enfeksiyonlarına karşı kullanılmaktadır. Üzümün, idrar yolları enfeskiyonlarına karşı tesiri büyük olduğu nedeniyle, idrar yolları enfeksiyonlarına karşı bitkisel tedavi görmek isteyenler amacıyla, ayı üzümünün yapraklarının tüketilmesi yeterli olacaktır. İdrar yolu enfeksiyonu, soğuk ya da nemli sindirimi oturulması ya da cereyanda kalma benzeri durumların neticesinde meydana gelmektedir. Daimi olarak idrara çıkma ya da da idrar yaparken zorlanma benzeri durumlar faydalı bir şey olmadığı benzeri, ayı üzümünden elde edilen çay yardımıyla bu benzeri durumlar ortadan kalkacaktır. Bir kahve kaşığı dolusu ayı üzümünün yapraklarının üzerine, ikiyüz elli gram oda sıcaklığı şartı bulunmak üzere, yaprağa dökülür ve arada bir karıştırılmadan sonra, altı ya da sekiz süre bekletilir. Süzme işleminden sonra, çayı içebilecek sıcaklık boyutuna getirilir ve gereksinim duyulduğunda bu çay tüketilir.

11 Aralık 2013 Çarşamba

Ayçiçeğinin Yararları


                Ayçiçeği , Latince ismi ile Helianthus annuus olarak tanınmaktadır. Toplum içinde ise, gündöndü ile günebakan isimleri ile de bilinir. Ayçiçeği, tesirli bir yağ otu olma etkisi sayesinde, doğal yağ üretiminde fazlaca yaygın bir yer edinmiştir. Sarı renge sahip açan büyük çiçekleri ile gıda değerleri bakımından fazlaca zengin bir içeriğe de sahiptir. Başta protein ile enerji bakımından fazla değerler taşıyan bir bitki türüdür. Ayçiçek yağı hazmı basit bir yağ olma özelliği ile dikkat çeker. Susuzluğa dirençli bir bitki türü olan ayçiçeği, genellikle karasal iklim etkisi taşıyan bölgelerde ve yağış alan ılıman iklim şartlarına ait yerlerde yetişebilmektedir. Bunun yanı sıra, çok miktarda asit içeren topraklar, ayçiçeği yetiştirmek maksadıyla oldukça elverişsiz alanlardır. Ayçiçeği otunun tohumları olarak kabul edilen ve otun ortasında olan ayçekirdeği, oldukça çok tercih edilen bir çerez cinsi olarak tüketilmektedir. Bunun Dışında çoğu bitkide fazla bulunmayan D vitaminine, ayçiçeğinde rast gelmek mümkündür.

                Ayçiçeğinin Yararları
• Damar sertliğinin dindirilmesinde ve önlenmesinde tesirli bir biçimde kullanılmaktadır.
• Ayçiçeği esansı, verem tedavisi esnasında kullanılır.
• Kolesterol seviyesinin düşürülmesinde destek olarak kullanılmaktadır.
• Bedeni yorgunlukları gidermesinin yanı sıra, zihni yorgunlukları gidermeye de destek olmaktadır. Bedene kuvvet ile zindelik veren bir bitki çeşiti olma özelliğine de sahiptir.
• Ayrıca ayçiçeğinin, kalp ile sinir rahatsızlıklarını önleyen şifalı bitkiler içinde da yer aldığı bilinmektedir.
• Kurdeşen rahatsızlığının sebep olduğu kaşıntıların dindirilmesinde etkili bir bitkisel tedavi yöntemidir.
• İktidarsızlığı engelleyici tesiri vardır. Bunun Dışında cinsel gücü artırıcı etkiye de sahiptir.
• Bağışıklık sistemi üstünde çok pozitif yararları gözlemlenebilir.
• İçeriğinde bulunan fazla sayıda protein, mineraller ile vitaminler yardımıyla bedenin gelişimine destek haline gelmektedir. Bunun yanı sıra, Anemi rahatsızlığının dindirilmesinde ve kan şekeri düşüklüğünde de pozitif bir tesiri olduğu söylenebilir.
• Cilt yaşlılığını geciktirdiği bilinmektedir. Bunun Dışında makul bir ölçüde kullanılması neticesinde, yaraların tedavi safhasında destek olmaktadır.
• Prostat kanserini engellemek amacı ile kullanır.
• Ayçiçeği, bileşenlerinden meydana gelen maddeler yardımıyla kemik ile dişlerin oluşumuna destek haline gelmektedir.
• İçeriğinde olan fosfor, çinko, folik asit ile B vitaminleri yardımıyla, tekrarlayan enfeksiyonlara karşı müdafaa edici niteliğe sahip bir bitki türüdür.

• Posalı yiyecekler grubunda bulunan bir bitki türü olma etkisi taşımaktadır.

9 Kasım 2013 Cumartesi

At Kestanesi (Aesculus)






                At kestanesi , çalı biçiminde ağaçtır ve Sapindaceae familyasındandır. Bu ağacın yaprak kısmı tüylü, kenarları dişlidir. Sapı uzun olan bu ağacın yaprak kısmı el biçimindedir. At kestanesi meyveleri büyük kapsül halinde ve dikenlidir.

                At kestanesi, son zamanlarda kozmetikte sıklıkla kullanılır. Zira bileşiminde olan maddeler botox tesiri yaratmakta, kırışıklık ile sarkık cildin toparlanmasına destek haline gelmektedir. Bu sebepten ötürü at kestanesi losyonu, yağı ile kremleri üretimi yapılmaktadır.


At kestanesinin yararları
• Ciltteki sivilceleri tedavi eder,
• Pürüzsüz bir deri görüntüsü sağlar,
• Varis ağrısını giderir,
• Varisi tedavi eder,
• Hemoroid rahatsızlığını tedavi eder,
• Damar büzücü etkisi vardır,
• Antioksidandır

                Bayanların yaygın olarak deri kırışıklıkları amacıyla kullandıkları botox kremleri at kestanesi ile yapılmaktadır. Güneş lekeleri üstünde de ayrı olarak tesirli olmakla beraber kahverengi lekeleri imha etmektedir.
               
                Şifalı bitkiler içinde at kestanesinden yapılan merhem ile losyonlar kullanılırken İnsanların bu bitkiden kendilerinin karışım hazırlaması zarar verici olabilir. Zira at kestanesi çiğ ya da kaynatılarak sıvısından tüketildiğinde güçlü bir zehre sahiptir. Bu sebeple bu bitkiyle ilgili karışımları profesörler hazırlamalıdır.

                Bitkisel tedavi maksadıyla at kestanesi doğru tüketildiğinde çok faydalı olurken yanlış tüketimi büyük tehlikelere sebep olabilir. Zehirli bir yapıya sahip olan bu bitki türü kesinlikle çiğ olarak tüketilmemelidir. Bunun Dışında doğal ürün olarak sunulan at kestanesi tabletleri mutlaka bir bilir kişi denetiminde tüketilmelidir.

                At kestanesi gebe ile süt veren bayanlar tarafından kullanılmaması gerekir. Bunun dışında fazla miktarlar tüketildiği durumda, kan inceltici kullananlar ile böbrek problemleri yaşayanlar için sakıncaları bulunmaktadır. Atkestanesi yaprak kısmı kulak ağrılarına karşı faydalı gelir. Bunun amacıyla yapraklarının sıvısı çıkarılır ve kulağa damlatılır. At kestanesi kökleri de bünyeye kuvvet vermektedir. Çıban tedavi edilmesi amacıyla yapraklar ezilir böylece bir saat su buharında yumuşatılır. Yumuşayan yapraklar çıbana sarılır.

                At kestanesi çayı tüketildiği durumda ilk olarak hemoroid sorunlarına faydalı gelir. Genel yapısı itibariyle hasarlı damar duvarlarını tedavi eder böylece damarların Önceki şekline gelmesini sağlar. Böylelikle varis iyileşmesinde de çok yararlıdır. Gerek dahili gerek de harici olarak kullanılırsa tesiri çok daha kısaca zamanda görülür.


4 Kasım 2013 Pazartesi

Aslanpençesi (Alchemilla)


                Aslanpençesi , elli - altmış cm’e dek boyu uzayabilen, genellikle nemli sindirimi, ağaçlık bölgelerde ile ormanlık alanlarda kendi kendine yetişebilen yabani bir bitki türüdür. Aslan ayağı, aslankulağı ile kırkbaş olarak öteki isimlere de sahiptir.

Aslanpençesi Yararları
• Adet şikayetlerini giderir,
• Bayanların menopoz sıkıntılarına yararlıdır,
• Vücuda zindelik verir,
• Baş ağrısını keser,
• Ateş azaltır,
• Anne sütünü güçlendirici etkisi bulunmaktadır,
• İçeriğinde olan maddeler bünyeyi kansere karşı korur,
• Böbrek fonksiyonlarını tertip eder,
• Prostat iyileşmesinde etkin rol oynar,
• Ağız yaralarını tedavi eder,
• Bademcik iltihabını iyileşme eder,
• Kanamaları durdurur,
• Mide, bağırsak yaygın olarak hazım sistemine yararlıdır,
• Uykusuzluğa faydalı gelir,
• Yüksek kan şekerini tertip eder,
• Lenf, meme ile rahim kanserlerini engeller,
• Vücutta olan kanser hücrelerini imha eder,
• Kanserin ilerlemesini engeller,
• Stresi, gerginliği böylece depresif ruh halini düzeltir,
• Hormonal dengenin korunmasını sağlar,
• Böbreklerin aktif çalışmasını sağlar.


                Şifalı bitkiler arasındaki aslanpençesi yaprak kısmı taze olarak tüketilebilir. Rahat tüketim amacıyla sebze salatalarını da bir ölçü ilave edilir. Çiçekli olan dalları da kurutulur. Daha sonra bu bölüm kaynatılarak çay elde edilir. Bu çay ilk olarak bademcik iltihabını giderir. Bir tatlı kaşığı bitkiden bir su bardağı denli kaynamış su ile çay elde edilir. Demleme süresi ise 5 dakikadır. Daha sonra çay süzülür. Bu çay taze olarak günde 3 fincan tüketilebilir. Bu çay içebileceği gibi aynı sürede bademcik şikayetlerinin giderilmesi amacıyla ağız çalkalama biçiminde de kullanılmaktadır. Bu çaydan losyon olarak da faydalanabilirsiniz. Başta sivilce sorunlarına çok yararlıdır. Aynı sürede fazla derin olmayan yaraları da çabuk tedavi eder. Bitkisel tedavi bakımından aslan pençesi harika bir bitki türüdür. Şifa dolu bulunan bu otun her kısmından yarar elde edilir. Kanser iyileşmesinde önemi faydaları bulunan bu bitki türü kişi sağlığının korunması bakımından da yararlıdır. Bayanların menopoz zamanında yaşadıkları hormonal sıkıntılar, ateş basması ile yorgunluk, gerginlik böylece asabiyet sorunlarını giderir. Bunun amacıyla aslanpençesi çayından günde 2 bardak kullanılması yeterli olacaktır. Yalnızca bayanlar bakımından değil prostat şikayeti yaşayan erkeklerin sıkıntılarının da yok edilmesinde önem arz etmektedir. Prostat salgı fonksiyonlarını düzenleyerek sorunların dindirilmesinde yararlı bir bitki türüdür.

24 Ekim 2013 Perşembe

Andız otu (Inula crithmoides)


                Andız otu , Latince ismi Inula crithmoides olan papatyagiller familyasından, iki metreye dek uzayabilen, geniş ve yumuşak Yaprak kısmı olan, yarı çalımsı, bir bitki çeşitidir. Deniz seviyesindeki tuzlu bataklık bölgelerde, hafif tuzlu topraklarda ve deniz kıyılarında yetişmektedir, Sulak ve rutubetli bölgeleri sever. Çiçeklerinin baş tarafı sarı renge sahip saçaklar şeklindedir. Tadı acı hemde kokusu da keskin olan andız bitkisi, içerisinde inulin denen bir madde ile meyve şekeri barındırır. Eylül ayından Kasım ayına dek çiçek açar.

                Andız Otu Yararları

• Göğsü yumuşatarak balgamı söker böylece öksürüğü dindirir,
• Bronşit ile soğuk algınlığına faydalı gelir,
• Nefes darlığı çekenler amacıyla ferahlatıcı tesiri bulunmaktadır,
• Vücuda güçlendirir, direnci yükseltir,
• Sindirim sistemi rahatsızlıklarına, Özellikle mide ile bağırsak rahatsızlıklarına faydalı gelir,
• Mide yaralarına iyi gelir, ülser şikayetlerini azaltıcı etkiye sahiptir,
• İdrarın miktarını yükseltir, bu nedenle böbrek hastalarının tercih nedeni olabilir,
• Safra salgılarının artmasına neden olur,
• Vücutta tuz birikmesini engelleyerek, bedenin su toplamasını yani ödemi engeller,
• İdrar yolu iltihaplarında çok faydalıdır,
• Adet olmada zorluk yaşayanlar amacıyla tavsiye edilir,
• Bağırsak solucanlarını düşürmeye yardım eder,
• Gaz giderici etmeni bulunmaktadır,
• Andız bitkisi kökleri doğranarak suda kaynatıldıktan sonra çayı yapılabilir, bitkisel tedavi amacı ile bu çay mide ile solunum problemlerine karşı kullanılmaktadır,
• Kökler harici olarak mayasıl rahatsızlığında kullanılmaktadır. Bunun Dışında uyuz rahatsızlığı amacıyla kaşınmalara faydalı gelir,
• Mutfaklarda baharat olarak kullanımı yapılabilen şifalı bitkiler içinde yer almaktadır.  

Bitkisel tedavide kullanılmakta olan faydalı bitkilerin, Tavsiye edilen miktarlardan daha çok tüketilmesi kimi problemlere sebebiyet verebilmektedir. Her ne kadar bitki olarak görülse ve yan tesiri olmaz gözüyle bakılsa da, bitkilerin pek çok yararlı faydaları olabildiği gibi yanlış ve fazla miktarlarda tüketildiğinde yan tesirleri de olabilir. Bu nedenle kullanırken dikkatli olunmalı, herhangi bir hastalık hissi oluşursa bitki tüketimi sona erdirilmelidir. Andız otu da çok miktarlarda alınırsa kusmaya hemde ishale neden olabilir. Daha ilerleyen aşamalarda kramplara hatta felce neden olabilecek bir etkiye sahiptir. Bu sebepten ötürü kullanırken dikkatli olunmalı, beklenmeyen bir tesir görülürse bir uzmana ya da hekime mutlaka başvurulmalıdır.

 

 

 

21 Ekim 2013 Pazartesi

Aslan Kuyruğu



                Aslan kuyruğu , ballıbabagiller familyasından, çok yıllık bir bitki türüdür. Toplum içinde tanınmakta olan bir farklı ismi yer pırasası olan aslan kuyruğu, Anadolu’nun hemen hemen her yerinde rahatlıkla yetişebilmektedir. Yer yer uzunluğu 100 cm’nin üstüne dek çıkabilir. Çok senelik bir bitki türü olmasıyla beraber, otsu niteliktedir. Bol sayıda dala ve bunlarda olan yapraklara sahiptir. Uzun gövdesinin üstünde yaprak kısmı tıpkı çok katlı bir bir kuleyi andıracak biçimde sürekli olarak yayılım gösterir. Yapraklar tabanda çok geniş hemde uzun, yukarı doğru çıkıldıkça dar ve kısaca bir görünüş çizmeye başlar. Yazın ; özelikle temmuz ağustos dolaylarında meydana çıkan aslan kuyruğu çiçekleri, Yaklaşık olarak gövdesinin yarısından yukarıya doğru kendilerini gösterir. Yaprak katmanlarının içinde gövdeye yapışık durumda çiçekler açar. Çiçekleri genel olarak ; beyaz, mor, pembe yoğunluklu tonlarda açar ve tüylü bir görüntü sergiler.

                Aslan kuyruğu yararları hasebiyle şifalı bitkiler içinde sayılmaktadır. Anadolu’nun geneli itibariyle her yöresinde olgunlaşma olanağı olan bir bitki türü olması, bitkisel tedavi alanında çok yaygın bir üne haiz olmasını sağlamıştır. Aslan kuyruğu bu açıdan, Anadolu’nun şifacılık geleneğinde kendine değerli bir yer edinmiştir.
 
                Bitkiden faydalanılması, toprak üstünde kalan hemde özellikle çiçekli olan bölümleri yoluyla olmaktadır. Çiçek açma zamanında toplanan aslan kuyruğu, güneşten ziyade gölgeli sindirimi ya da elverişli yapay ısı kaynaklarıyla kurutulmak vasıtasıyla, rutubetten uzak kuru bölgelerde saklanmaya hazır duruma getirilir. Bu kısımların kurutulmasıyla koyuya çalan yeşil renge sahip, koku içermeyen ve ağızda acı bir tat bırakan aslan kuyruğu kuruları elde edilir. Bunlar, kullanılmak üzere kaynatılarak içime elverişlidir. Aslan kuyruğundan yararlanmak, bu biçimde hazırlanmış çayın içilmesi vasıtasıyla mümkün olmaktadır.

                Aslan Kuyruğu Faydaları

  Terlemeye destek olarak bünye ateşinin düşmesini sağlar,
  Astım ile bronşit hastalıklarında hastayı rahatlatır,
  İç organların, başta ciğerlerin ve dalağın çalışmasına katkıda bulunmaktadır,
  Egzama ile sedef benzeri cilt rahatsızlıklarının iyileşme süresine destek olur,
  Migren ile basur benzeri hastalıklara karşı etkin rol oynar,
  Damarları genişletmek vasıtasıyla kalp hastalıklarına karşı etkin rol oynar.

15 Ekim 2013 Salı

Adam Otu (Mandragora)


       Adam bitkisi, mavi ya da mor renge sahip çiçekler açan, patlıcangiller familyasında yer alan bitki çeşitidir. Kazık köklü ile rozet yapraklı, çok senelik otsu bitki çeşitidir. Abdüsselamotu, adem bitkisi ile insan bitkisi olarak da isimlendirilir. Türkiye’de, Akdeniz ülkelerinde, Ege ile Güney Anadolu’da, ekili olmayan tarlalarda, kayaların diplerinde rastlanabilir. Adam bitkisi nitelikleri içinde en önemlisi ağır uyuşturucu niteliğinin olmasıdır. 

          Adam bitkisi otunun kökleri insan şekline benzediği amacıyla bu adı almıştır. Adam bitkisinin kökleri içinde hiyosiyaminlerle skopolamin alkaloitleri yer alır. İçinde bunlar bulunduğu için zehirli bir bitki türüdür. Seksüel gücü arttırmada, ağrı kesmede, yatıştırmada görev yapar. Adam bitkisi gelişigüzel kullanılmakta olduğu vakit zarar verici olabilir.

         Adam otu faydaları
• Vücuda güç verir : Bu otu ezerek bal ile tatlandırıp macun şekline getirilir ve 1 kaşık kadar alınır. Alındığı vakit bünyeye kuvvet gelecektir.
• Bağ ağrısını dindirir,
• İdrar yanmasını engeller,
• Cinsel gücü arttırmaya yarar.
• Halsizliği giderir.
• Spazmları çözmeyi sağlar.
• Strese karşı sakinleştirme görevi yapar.
• Egzema rahatsızlığına karşı iyidir.

Adam otu zehirli olmasından ötürü bu bitkiden faydalanırken dikkatli olmak gerekmektedir. Bilinçsizce kullanılmakta olduğu vakit ishal yapar hemde mide bulantılarına da sebep olur. Adam bitkisi otu yüzünden zehirlenirseniz, sizde şu semptomların görülme olasılığı çokdur.

• Ağız kuruluğu en üst düzeye çıkar,
• Uyku bastırır,
• Nefes almada zorluk,
• Ellerde ile yüzde kızarıklıklar oluşur,
• Halüsinasyon görülebilir,

Bu otun kökleri sonbahar mevsiminde toprağın kazılıp çıkarılmasıyla elde edilir, köklerinin güneş altında kurutulmasından sonra, bu otun kökleri öğütülerek toz şekline getirilir. Bu otun köklerinden elde edilen tozu, su içerisine karıştırarak tüketilebilir. Diş ağrısından, rahim ve mafsal ağrılarından ötürü bu rahatsızlıklara karşı bitkisel tedavi görmek amacıyla şifalı bitkiler içinde yer alan adam otu kullanılmaktadır. Kullanmadan evvel bir uzmana danışılmalı hemde dozu çok kaçırılmamaya dikkat edilmelidir.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Ahlat (Pyrus Elaegrifolia)


Ahlat , gülgillerden doğal ortamda kendi kendine yetişebilen yabani armuttur. Toplum içinde yaban armudu yahut çakal armudu olarak da bilinmekte olan bu bitki çeşiti, her iklim koşullarında yetiştirilmektedir. Genellikle kurak, ormanın içinde ya da bozkırlarda geniş olarak yetişmektedir. Yetiştikleri yerin havasına bağlı olarak dokuz metreye dek uzayabilirken genellikle kısaca bir ağaçtır. Ahlat ağacı yaprak kısmı tüylü ve dardır. Yaprak rengi ise gridir. Kışın sonlarına doğru çiçek açarken yaz aylarında meyveleri yenilebilecek derecede olgunlaşmaktadır.

                Ahlat ağacı, dikenlidir hemde meyveleri kabız yapar. Bunun dışında filizleri zehirli haşere sokmalarında yararlıdır. Ayrı Olarak ağaca armut aşılanabilmektedir.

                Ahlat içeriğinde, C vitamini, B1 vitamini, karoten, pektin ile asitler bulunmaktadır.

Ahlatın yararları

• Vücutta alkolitleri düzenler,
• Sinirleri yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır,
• İdrar sökücüdür,
• İdrar yollarını arıtır,
• İshali keser,
• Zehirli haşarat ile hayvan sokmalarında zehrin işlevini kaybetmesini sağlar,
• Kalp fonksiyonlarını kuvvetlendirir.

                Ahlat yaprak kısmı kaynatılır ve elde edilen su içilir. Bu su yapraklarında olan pek çok aktif madde yardımıyla idrar yolları enfeksiyonu ile hastalıklarını gidermektedir. Bunun dışında ishali gidermek gayesiyle yaban armudu yani ahlat sıcak suda ilk olarak haşlanır ve elde edilen su içilir. Zehirli haşere sokmalarında filizler ezilir ve ısırılan alana konur ve bağlanır. Ahlat meyvesi yoğurtla karıştırılarak yendiği durumda kalbe faydalı gelir.

                Bitkisel tedavi amacıyla ahlat kullanımına dikkat edilmelidir. Çok fazla yendiğinde kabızlık yapabilmektedir. Bunun Dışında aç karnına yendiğinde şahısa hastalık verebilir.

                Şifalı bitkiler arasındaki ahlat yemişi ayrıca ağacına armut aşılandığı durumda armut meyvesi de elde edilebilen bir ağaç çeşitidir. Bunun yanı sıra ahlat taze ya da kurutulmuş bir biçimde tüketilebilir. Ahlat meyvesi beyaz ile siyah renge sahip olabilir.  

                Ahlat ağacı her ülkede ve coğrafi bölgede yetişmesi mümkün olan bir ağaç çeşitidir. Ahlat ağacı yalnızca yemişleri ile değil aynı sürede Yaprak kısmı ile de yararlıdır. Yaprak kısmı filizleriyle beraber dövüldüğünde zehirli haşere sokmalarında fayladır. Bunun yanı sıra yapraklarından elde edilen çay idrar yollarını ve böbreklerin temizlenmesini sağlamaktadır.

3 Ekim 2013 Perşembe

Ahududu (Rubus Idaeus)


        Ahududu , botanik ailesi olarak gülgillere mensuptur . Adının kökünde ahu ile dut kelimeleri birleşmiştir. Bu nedenden ; bir bakıma “ceylan dutu” olarak da nitelendirilebilir. Başta orman ya da yol kıyılarında rahatça yetiştiğine rastlanabilmektedir. Çalılık görünümünde bulunan ahududu, dikenlerle çevrili bir yapıya sahiptir. Uzun hemde dikenlerle çevrili dalları içinde meyvelerini yetiştirir. Yaz ile sohbahar aylarında, kırmızı olarak görünen bu meyvelerin, olgunlaştıkça siyaha dönen çeşitleri de vardır. Çok lezzetli olan ahududu, Büyümeden yendiğinde ekşi bir lezzete sahip olur.

         Ahududu, pek çok civarda farklı adlarla de tanınmaktadır. Bunların Arasından ağaç çileği ile frambuaz en fazla kullanılanlarıdır. Mesela frambuazlı pasta lafzındaki frambuaz kelimesi ahududuyu kastetmektedir. Bunun yanı sıra pek çok lezzetli besin maddesi üretiminde de yine ahududu sıkça kullanılır.

          Anadolu’nun hemen hemen her yerinde tabi ortamda yetişmiş olarak karşılaşılabilen ahududunun üreticiliğinin yapıldığı da görülmektedir. Salt ticaret amacıyla yeştirilebilen ahududunun, taze ürün olarak satılmasının yanı sıra, hammadde olarak da değeri vardır.

         Ahududu, meyve olarak yenmesinin yanı sıra çok türlü mamulleri yapılabilen bir bitki türüdür. Bu duruma ; ahududu reçeli, şurubu, likörü benzeri örnekler verilebilir. Ahududu Yaprak kısmı da bir çeşit meyve çayı üretiminde kullanılabilmektedir. Bunun Dışında meyveli yoğurtlarda, türlü salatalarda, dondurmalarda kullanılmakta olduğu da olur. Hepsinden farklı olarak ; ahududu şifalı bitkiler içinde da sıklıkla ismi geçen bir meyvedir. Bu etkisi, bitkisel tedavi yöntemlerinde de ahudududan faydalanılabilmesine olanak sağlamıştır. Ahududunun yararları noktasında sayılabilecek pek çok şey bulunur. Bunlardan bir kısmı ;

• Kanı temizlemek yoluyla bedenden toksin atımını basitleştirir,
• Verem rahatsızlığının iyileşme süresine destek olur,
• Pek çok Rejime, yağ yakan özelliğiyle başarılı fayda sağlar,
• Anemi şikâyeti bulunanlar amacıyla çok yararlı bir besindir,
• Romatizmalı hastalıklara şifa kaynağıdır,
• Ateşli rahatsızlıklarda, ateşin düşmesine destek olmaktadır,
• Diş eti iltihaplanmasına karşı etkin rol oynar,
• Bademciklerin şişmesi anında uygun gelir,
• Kabızlık sorunu yaşayanlara çözüm olur şeklinde sıralanabilecektir.

          Ancak dikkat çekici bir nokta olarak ; mide ülseri bulunanların ahudududan uzak durmaları tavsiye edilmektedir. Bu konunun ciddiye alınması, sıhhat bakımından önem teşkil eder.

27 Eylül 2013 Cuma

Abdestbozan Otu (Pimpinella saxisfrage)

           Abdestbozan bitkisi özellikleri hususunda malumat verecek olursak ; Gülgiller ailesine ait bir bitki çeşiti olup kendisinden siyah ile yeşil boya çıkarılabilmektedir. Uzunluğu tahmini olarak altmış ile yetmiş cm arasında bir büyüklüğe sahiptir. Bu otun şifası esasında kökündedir. Lakin bilindiği üzere kök bölümü bir hayli acıdır. 
           Abdestbozan bitkisi yetişebilmek amacıyla kendine özel bir bakım ya da yer isteyen, lüks bir bitki değildir. Tersine Abdestbozan otu çayırlık ile çimenlik bölgelerde, nemli ortamlarda, yol kıyılarında rahatlıkla bizim karşımıza çıkabilecek hemde kendi kendine bir özen istemeden yetişebilen değişik bir bitki çeşitidir.                  Bitkisel tedavi kaynağını doğadan alır. Doğal ortamda onun için her türlü soruna çare olabilecek birbirlerinden hayırlı ve faydalı otlar vardır. Şifalı bitkiler Allah aracılığıyla biz insanlara resmen armağan edilmiş nimetlerdir. Günümüzde bir baş ağrısı için içi kimyasallarla dolu olan bir ilaç kullanmaktan ise, ağrıyı yok edici hemde ferahlatıcı tesiri bulunan bir bitki çeşidi çayı içmek fazla daha yararlı olacaktır. 
          Abdestbozan bitkisi kullanılmakta olan ilaçların pek çoğunda ham madde olarak da tercih edilmektedir. Tıp profesörleri bu bitkinin bilinçli hemde kontrollü bir biçimde ham halinin de tüketilmesini tavsiye etmektedir. 

Abdestbozan bitkisi yararları 
• El, burun ile farklı uzuvlarda meydana gelen kan akışını durdurur. 
• Soğuk havalarda bademcik de meydana gelen şişlikleri indirir. 
• Vücutta dinlendirici hemde ferahlatıcı bir tesir yaratarak insanın yumuşamasına destek olur. 
• Mide asidini dengeleyerek kontrol altına alır hemde yanmayı engeller. 
• Bağırsakta ve idrar yolunda meydana gelen enfeksiyonların önüne geçer. Bu yerlerde meydana gelebilecek rahatsızlıkları önler. 
• Bağırsak gazlarının gidererek insanın ferahlamasına destek olur. 
• Topuklarda çıkan çıban ile nasırların oluşmasını engeller. 

          Abdestbozan bitkisi faydalı bir bitki türü olabilir ; fakat bu otun şifasından faydalanabilmek amacıyla ilk olarak nasıl tüketilmesi gerektiğini bilmemiz gerekmektedir. Bu otu sizler kesinlikle bilen bir kişiye danışarak kullanmalı ya da satın aldığınız aktar şahısa sormalısınız. Size dozu ve nasıl tüketilmesi gerektiği hususunda daha detaylı bilgi verecektir. 
          Özetle bahsetmemiz gerekir ise kökünden yapacağınız çayı yaklaşık olarak birer saat ara ile bir kaşık olmak üzere, toplamında on iki kaşık olarak içerek tüketebilir hemde bu bitkilerin özelliklerinden yararlanabilirsiniz.

24 Eylül 2013 Salı

Adaçayı (Salvia)



            Adaçayı , ballıbabagiller familyasından gelir. Bazı bölgelerde dişotu, meryemiye gibi isimlerine de rastlanır. Genellikle otsu olmakla beraber, odunsu çeşitleri de bulunmaktadır. Otun uzunlığu genel olarak elli santimetre dolaylarında olmakla birlikte, mavi, ak, yeşil ve mor tonlarındaki çiçekleri yaz aylarında açmaktadır. Ilıman iklimi seven adaçayı, elverişli sindirimi boy ortalamasının üstüne çıkarak 80 90 santimetre seviyelerine erişebilir, hatta minyatür ağaçsı olarak nitelendirilebilecek ebatlara bile ulaşabilir. 

          Adaçayı, birçok çeşide sahiptir. Anadolu genelinde seksene yakın çeşitten söz edilir ki bu istatistik, Anadolu’nun şifalı bitkiler kültüründe değerli bir rol oynamasında büyük faktördür. Türlerinden en çok bilinmekte olan içinde Fransız Çayı ve Yunanistan Çayı ismi verilmiş olanlar yer alır. Bu ikisinin genel olarak yeşilden yoksun, yalnızca beyaz, mavi ve mor tonlarda çiçekleri olur. Anadolu’da üreticiliği de yapılan adaçayı, başta Akdeniz Bölgesi’nde doğal ortamda kendi kendine yetişmiş durumda sıklıkla görülebilir. Doğal tedavi kaynakları içinde sık görülen adaçayı, bu niteliğinin yanı sıra görselliğiyle de dikkat çeken bir bitki türüdür. Bahçe bezemelerinde göze güzel gelmesinin yanı sıra vazoya elverişli yapısıyla da süsleme hususunda tercih sebebidir. Türlü adaçayı özellikleri bu biçimde olmakla birlikte, otun çok sayıda yararı da bulunmaktadır. Adaçayı yararları açısından fazla fazla sıhhat problemine şifa kaynağıdır. Bunun naturel sonucunda olarak pek çok aktarın vazgeçilmez mamulleri içinde yer alır. 

         Adaçayının Yararları 
• Boğaz ve bademcik iltihaplanmalarına karşı tesiri,
 • Midedeki hazımsızlık probleminin giderilmesine katkısı, 
• Diş minelerini kuvvetlendirmesi ve dişleri beyazlatması, 
• Hafıza problemlerinin yok edilmesinde yardımcı oluşu, 
• Kanı temizleyerek bedenden toksinlerin atılmasına tesiri,
• Grip esnasında meydana gelen kas ağrılarını hafifletişi, 
• Taş düşürme dönemlerinde böbrekleri destekleyici tesiri, 
• Kalp krizi riskinin azaltılmasında başarılı etkisi, 
• Düzensiz uyku probleminin giderilmesine destek oluşunu ilk akla gelenler olarak sayabiliriz. 

             Bütün bunların yanı sıra, adaçayı yağı da gayet tesirli bir ilaçtır. Özellikle bebeklerin gaz problemlerine, bayanların adet dönemlerinin düzene girmesine ve hormon düzensizliklerinin iyileşmesinde yararlı olduğu sıkça görülmektedir.


28 Ağustos 2013 Çarşamba

Acı Bakla Yararları

Acı Bakla : Baklagillerden , 1 metreye dek uzayabilen, yaprakları parçalı, acı taneli, salkım halinde çiçekleri bulunan otsu bir bitki türüdür. Yahudi Baklası ile Termiye olarak da bilinmektedir. Şifalı bitkiler kategorisine dahil bir bitki olup bitkisel tedavi amacıyla kullanılmaktadır.

Acı Baklanın Yararları ;

  • Besleyicidir. 
  • Bünyeye kuvvet verir. 
  • Diyabet rahatsızlığına karşı yararlıdır. 
  • Tohumları, idrar yollarını temizlemekte ve idrar giderici olarak kullanılmaktadır. 
  • Kanı arıtır ve bağırsak kurtlarını azaltıcı tesir gösterir. 
  • Böbreklere yararlıdır : böbrek taşlarının ve kumunun düşürülmesine destek olur. 
  • Böbrek iltihabına karşı etkin rol oynar. 
  • Acı giderici tesiri sebebiyle baş, romatizma ile siyatik ağrıları amacıyla kullanılmaktadır. 
  • Adet kanamalarını arttırır ile basitleştirir. 

Acı Bakla Nasıl Kullanılır? 

Tohumları kavrulduktan sonra çekilerek toz durumunda kullanılabileceği gibi kabukları soyulduktan sonra tane olarak ya da lapa şekline getirilerek de kullanılmaktadır. Lapa durumunda yara ile cilt rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.

Hoş çiçeklerinden ötürü süs otu olarak bahçelerde yetiştirilebilmektedir. Ayrı olarak, tohumları hayvan yemi olarak da kullanılabilmektedir. Lapa şekline getirilen acı bakla dışarıdan zehirli haşere ısırıklarına ve Ten lekelerinin üstüne sürülebilir.